2022'de Rusya Ukrayna'yı işgal ettiğinde, savaşın gidişatını değiştiren unsurlardan biri gökyüzündeydi: SpaceX’in geliştirdiği Starlink uydu ağı. Ukrayna ordusunun sahada iletişim kurmasına olanak tanıyan bu sistem, kısa sürede sadece teknolojik bir altyapıdan fazlası haline geldi—adeta modern savaşın görünmeyen cephesi.
Ancak bu yeni avantaj, Starlink’i bir hedef haline de getirdi.
Tarafsız bir politika düşünce kuruluşu olan Secure World Foundation (SWF), 3 Nisan Perşembe günü yayımladığı 316 sayfalık kapsamlı raporunda bu duruma dikkat çekiyor. Rapor, yalnızca Starlink’i değil, genel olarak uzay temelli teknolojilerin ulusal güvenlikte oynadığı rolü ve dünya genelinde artan uzay karşıtı (anti-satellite) faaliyetleri inceliyor. 12 ülkenin açık kaynaklı bilgiler üzerinden değerlendirildiği belgede ABD, Rusya, Çin, Hindistan, Avustralya, Kuzey ve Güney Kore gibi ülkeler öne çıkıyor.
Uzayda Güç Gösterisi
Rapora göre Rusya ve Çin, yalnızca teknolojik değil, aynı zamanda stratejik olarak da Starlink’i tehdit unsuru olarak görüyor. Özellikle Çin’in, ABD ile olası bir silahlı çatışma durumuna hazırlık yaparak benzer uzay temelli sistemlere yatırım yaptığı belirtiliyor. Öyle ki, Çin Halk Kurtuluş Ordusu Donanması'ndan bir grup araştırmacı, geçtiğimiz Temmuz ayında denizaltılara monte edilecek lazer sistemleri üzerinde çalıştıklarını açıkladı. Bu sistemler, uyduları doğrudan hedef almak üzere tasarlanıyor. Ancak araştırmacılar, bu tür bir sistemin etkin kullanılabilmesi için dış kaynaklı uydu konum rehberliğine ihtiyaç duyacağını da kabul etti.
Rusya ise daha farklı bir strateji izliyor. Elektronik savaş kabiliyetlerini ön planda tutan Moskova, Starlink gibi sistemlerin sinyallerini bozmayı ya da devre dışı bırakmayı hedefliyor. Ancak Secure World Foundation'ın raporuna göre, Şubat 2025 itibarıyla Starlink ağı, siber saldırılara karşı oldukça dayanıklı hale gelmiş durumda.
ABD de Hazırlıkta
Öte yandan, ABD de boş durmuyor. ABD Uzay Kuvvetleri, uzaktan kontrol edilebilen ve elektronik savaş kabiliyeti taşıyan yeni nesil uydu sistemleri üzerinde çalışıyor. "Uzaktan Modüler Terminaller" olarak adlandırılan bu sistemler, hem savunma hem de saldırı amaçlı kullanılabilecek teknolojiler arasında yer alıyor.
Secure World Foundation Washington ofisi direktörü ve raporun baş yazarlarından biri olan Victoria Samson, Breaking Defense’e yaptığı açıklamada “Herkes sıkıştırıyor,” diyerek uzayda başlayan elektronik savaş yarışının küresel boyut kazandığını vurguluyor.
Uzayın Kırılgan Dengesi
Raporda dikkat çekilen en önemli unsurlardan biri ise, şu ana kadar yalnızca "yıkıcı olmayan" yani fiziksel zarar vermeyen uzay karşıtı yöntemlerin sahada aktif olarak kullanıldığı. Bu, siber saldırılar, sinyal bozma veya iletişimi kesintiye uğratma gibi yöntemleri kapsıyor.
Raporun önsözünde yer alan bir ifade, uzayın neden bu kadar kritik olduğunu açıkça ortaya koyuyor:
“Küresel toplumumuz ve ekonomimiz giderek uzay yeteneklerine bağımlı hale geliyor. Uzayda yaşanacak bir çatışmanın, bu gezegendeki herkes için uzun vadeli, ciddi sonuçları olabilir.”
Bir zamanlar sadece bilimkurgu filmlerinin konusu olan uzayda çatışma senaryoları, artık stratejik planların ve gerçek politikaların bir parçası. Starlink yalnızca bir internet altyapısı değil; modern savaşın, küresel iletişimin ve ulusal güvenliğin gökyüzündeki cephesi. Ve görünen o ki bu cephede, sadece bilgi değil, güç de yarışıyor.