Hideo Kojima’nın vizyoner oyun anlayışıyla şekillenen Death Stranding 2: On the Beach, ilk oyunun bıraktığı yerden hem anlatı hem de oynanış açısından daha derin bir yolculuğa çıkıyor. Tıpkı öncülünde olduğu gibi, ikinci oyun da klasik açık dünya yapılarının sınırlarını zorlarken, oyuncuyu yürümeye, keşfetmeye ve bağ kurmaya teşvik ediyor.
Ancak açık dünya oyunlarının kaçınılmaz konfor mekaniklerinden biri olan “hızlı seyahat” seçeneği, Kojima Productions'ın elinde çok daha anlamlı ve dengeli bir şekilde karşımıza çıkıyor. Death Stranding 2’de bu özellik baştan itibaren açık değil ve belirli bir ilerleme seviyesine ulaşmadan bu rahatlığa erişemiyorsunuz. Gelin, bu sistemin nasıl çalıştığına birlikte bakalım.
Hızlı Seyahat Sistemi Ne Zaman Açılıyor?
Death Stranding 2’de hızlı seyahat özelliği, oyunun erken saatlerinde oyuncuya sunulmuyor. Bu özelliğe ulaşmak için önce Bölüm 3'e kadar ilerlemeniz gerekiyor. Özellikle Order 12 sırasında karşınıza çıkan dev BT mech ile olan çatışma, bu sistemin kilidini açmak için temel bir dönüm noktası.
Mech’i başarıyla alt ettikten sonra West Fort Knot'u Chiral Network ağına bağlamanız gerekiyor. Bu bağlantı kurulduktan sonra bir dizi ara sahne devreye giriyor ve bu sinematiklerin ardından hızlı seyahat sistemi oyuncuya açılmış oluyor.
Hızlı Seyahat Nasıl Kullanılır?
Bu özellik aktive olduktan sonra yapılması gereken adımlar oldukça basit ama dikkatli uygulanmalı:
-
Ring menüsünü açın ve harita sekmesine gidin.
-
X düğmesini basılı tutarak DHV Magellan adlı araç için bir rota belirleyin.
-
Haritada mavi simgeyle gösterilen hızlı seyahate uygun bir konumu seçin.
Seçebileceğiniz bölgeler, genellikle Chiral Network’e bağlı olan güvenli alanlardır. Bu da demek oluyor ki, ağ dışındaki izole konumlar hızlı seyahat ağına dahil değil. İlginç bir detay ise, kıtalar arası hızlı geçişin mümkün olması. Örneğin, maceranın erken safhalarında tanıştığınız karakterlerle olan bağınızı geliştirmek için Meksika’ya geri dönmek artık saniyeler sürebilir.
Hızlı Seyahat Oyunun Ruhunu Bozuyor Mu?
Bu, birçok oyuncunun kafasında oluşabilecek doğal bir soru. Zira Death Stranding serisi, büyük ölçüde yolculuğun kendisini merkeze alan bir oynanış felsefesi üzerine kurulu. Kargo taşımak, zorlu arazileri aşmak ve çevreyle fiziksel bağ kurmak, bu evrenin temel deneyimidir.
Ancak Kojima bu sistemde bir denge kurmayı başarmış. Hızlı seyahatle bir noktadan diğerine ışınlanmak mümkün olsa da, bu eylemin sonuçları var. Eğer yanınızda teslim etmeniz gereken kargolar varsa ve bu seyahat yöntemiyle teslimattan kaçarsanız, sistem sizi “Magellan değerlendirmesi” ile sınırlıyor. Yani yüksek puan almak ve en iyi teslimat derecelerini elde etmek istiyorsanız, kargonuzu eski usul, yürüyerek veya araçlarla ulaştırmanız gerekiyor.
Bu durum, oyuncuya seçim özgürlüğü sunarken aynı zamanda oynanışın temel dinamiklerini de koruyor. Hızlı seyahat rahatlık sağlarken, optimum performans için eski yöntemleri ödüllendiriyor.
Death Stranding 2: On the Beach, hızlı seyahati oyuncuya bir kolaylık değil, bir ödül olarak sunuyor. Bu özelliğin oyunun ilerleyen bölümlerinde açılması, hem deneyimi daha tatmin edici hale getiriyor hem de her adımın önemini unutturmuyor. Kojima Productions, hızlı seyahat gibi yaygın bir oyun özelliğini bile hikâye ve oynanışla bütünleştirmeyi başarıyor.